
Baharın gelişiyle doğa yeniden canlanırken, Antalya’nın keşfedilmemiş köşeleri keşif tutkunlarını bekliyor. Popüler sahillerin ve kalabalık caddelerin ötesinde, bu şehir saklı cennetleriyle nefes kesiyor. Bu yazıda, doğayla iç içe huzurlu bir bahar rotası arayanlara ilham verecek eşsiz yerleri tanıyacaksınız.
Tazı Kanyonu: Sessizliğin Yankılandığı Doğa Harikası
Köprülü Kanyon Milli Parkı sınırlarında yer alan Tazı Kanyonu, fotoğraf tutkunlarının yeni gözdesi haline geldi. Derin vadilerin arasında yükselen kayalıklar, doğanın gücünü ve zarafetini bir arada sunar. Sabah saatlerinde kanyonda yapılan yürüyüşler, dinginlik arayanlara birebir geliyor.
Tazı Kanyonu, Antalya’nın keşfedilmemiş köşeleri arasında doğa severlerin mutlaka görmesi gereken bir durak olarak öne çıkıyor. Manzarasıyla göz kamaştıran bu nokta, sosyal medyada hızla ün kazandı. Ama hâlâ sakinliğini koruyor.
Beldibi Mağarası: Tarihin İçine Yolculuk
Deniz kenarındaki kayalıklar arasında saklanan Beldibi Mağarası, tarih öncesine ait izler taşıyor. Paleolitik döneme ait çizimlerin bulunduğu bu alan hem tarih hem doğa meraklılarını cezbediyor. Mağaraya ulaşmak için kısa ama keyifli bir yürüyüş yapmak gerekiyor.
Antalya’nın keşfedilmemiş köşeleri arasında yer alan bu mağara, ziyaretçilere zamanda yolculuk hissi yaşatıyor. Bahar aylarında çevresi yemyeşil bir örtüyle kaplanıyor, bu da ortamın etkileyiciliğini artırıyor.
Sapadere Kanyonu: Şelalelerle Dolu Serin Rota
Alanya’ya yaklaşık bir saat uzaklıktaki Sapadere Kanyonu, kristal berraklığındaki suyu ve doğal havuzlarıyla dikkat çekiyor. Özellikle ilkbaharda artan su debisiyle birlikte şelaleler adeta bir görsel şölene dönüşüyor. Kanyon boyunca ahşap yürüyüş yolları sayesinde doğayla iç içe güvenli bir gezi yapılabiliyor.
Sapadere, Antalya’nın keşfedilmemiş köşeleri arasında yaz aylarında da popüler olsa da, bahar aylarında ayrı bir güzellik sergiler:
- Şelalelerin sesiyle dinlendirici bir yürüyüş yapın.
- Kanyon içinde serinleyebileceğiniz doğal göletler bulabilirsiniz.
- Çevredeki köylerde yöresel lezzetlerin tadını çıkarın.
Likya Yolu’nun Az Bilinen Patikaları
Likya Yolu’nda genellikle Çıralı ya da Olympos gibi noktalar öne çıkar. Ancak bu kadim yürüyüş rotasının az bilinen patikaları gerçek anlamda keşfe açıktır. Baharda açan kır çiçekleri, patikaları renkli bir tabloya dönüştürür. Yol boyunca karşınıza çıkan terkedilmiş köyler ve sessiz koylar, bu güzergâhı özel kılar.
Antalya’nın keşfedilmemiş köşeleri denildiğinde, Likya Yolu’nun gölgede kalan bu kesimleri gerçek birer doğa hazinesidir. Aynı zamanda kalabalıktan uzakta yürüyüş yapmayı sevenler için ideal bir seçimdir.
Suluada: Türkiye’nin Tropik Adası
Adrasan açıklarında yer alan Suluada, bembeyaz kumu ve turkuaz deniziyle Maldivler’i andırıyor. Ulaşım sadece tekneyle sağlanıyor ve bu özelliği sayesinde doğallığını büyük ölçüde koruyor. Adada herhangi bir yapılaşma yok. Dolayısıyla bu da doğayla baş başa kalmanızı sağlıyor.
Antalya’nın keşfedilmemiş köşeleri arasında giderek daha çok dikkat çeken bu ada, bahar aylarında sakinliğini koruyor:
- Sualtı gözlükleriyle harika bir yüzme deneyimi yaşayın.
- Teknelerde taze balık ve gözleme gibi atıştırmalıklar bulabilirsiniz.
- Günbatımı manzarasıyla unutulmaz anılar biriktirin.
Bahar Rotalarınızı Genişletin
Antalya’nın keşfedilmemiş köşeleri sadece doğa harikalarıyla değil, kültürel dokusuyla da ruhunuzu besler. Üstelik bahar ayları bu gizli güzellikleri görmek için en ideal dönemdir. Şehir merkezinden uzaklaştıkça sizi karşılayan sessizlik, her ziyaretçide aynı hissi uyandırır: huzur ve hayranlık.
Siz de bu baharda rotanızı kalabalıklardan uzak, doğayla bütünleşmiş noktalara çevirmek isterseniz Antalya’nın bilinmeyen yüzünü keşfetmeye hazırlanın.
Eğer doğanın canlandığı farklı rotaları keşfe çıkma niyetiniz varsa da Doğanın Yeniden Canlandığı En Güzel Seyahat Rotaları yazımıza göz atabilirsiniz.